İş İngilizcesi Metinler

26 Aralık

İş İngilizcesi Metinler

İş İngilizcesi Metinler

İş İngilizcesi ile ilgili metinler okumak size pek çok katkı sağlayacaktır. Zira İngilizcenin birçok alanı vardır ve “business English” denen bu alan da özel bir alandır. İş İngilizcesi anlamına gelmektedir ve bu alanda ise oldukça farklı terimler, değişik ifadeler ve söz öbekleri vardır. İş İngilizcesi metinlerini görmeniz ve bu metinleri okumanız size geniş bir perspektif kazandıracaktır.

Bugün sizlere Business English cümleleri, yani İş İngilizcesinde kullanılan cümleleri ve metinleri aktaracağız. Bu sayede siz de İş İngilizcesi metinleri görerek bu ifadelerden ırak kalmayacaksınız.

Amerika Birleşik Devletleri'nde veya İngilizce konuşulan bir ülkede iş yapmayı planlıyorsanız, en yaygın İngilizce ticari ifadeleri ve bunların gerçekte ne anlama geldiğini öğrenmeniz çok önemlidir. Bu bilgiler, her alanda başarılı olmanızı ve iş arkadaşlarınızla daha sıkı bağlar kurmanızı mümkün kılacaktır.

Bu yazıda, işle ve işle ilgili çeşitli durumlarda kullanabileceğiniz ifadeleri tartışacağız.

İş İngilizcesi Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bir örnek vermek gerekirse; diyelim ki Amerika’da bir iş buldunuz. Şunu çok iyi bilmeniz gerekir; Amerika Birleşik Devletleri'nde iş İngilizcesinin yani dilinin en önemli yönlerinden biri nezakettir. Bu durumda kibarlık, ofisinizde veya iş yerinizde başkalarıyla konuşurken yapmanız ve diğer insanlara göstermeniz gereken bir davranıştır. Örneğin, “Excuse me” (Affedersiniz) , "Please”, (Lütfen) ve "Thank You” (Teşekkür ederim) gibi şeyler söylemek günlük etkileşimlerde son derece önemlidir. Bu makaleyi okurken bu tür ifadelere dikkat edin.

Buna ek olarak, iş yeri için resmi olmayan ve resmi olmayan konuşmalar arasındaki farkları not etmeyi faydalı bulacaksınız, ancak buna fazla girmeyeceğiz. Çoğu zaman, bir patronla, müşteriyle veya iş arkadaşınızla konuşurken, içinde "kibar" kelimeler bulunan daha uzun ifadeler kullanmak iyidir. Örneğin:

Gayri resmi yani informal konuşma şöyle olabilir: "Can we talk later?” (Daha sonra konuşabilir miyiz?)

Aynı cümle için resmi konuşma şöyle görünebilir: " “I would like to discuss ___ with you later, if you’re available.” (Müsaitseniz eğer ___ konusunu sizinle daha sonra sizinle görüşmek isterim.)

Resmi versiyondaki ek kelimeleri ve bunların diğer kişiye ve onların zamanına nasıl saygı duyduğunu not edebilirsiniz. İş yeri etkileşimlerinizin çoğunda hedeflemeniz gereken şey de tam olarak budur.

İş İngilizcesinde Karışık Cümleler

Ofiste veya bir toplantı sırasında duyabileceğiniz ve ne anlama geldikleri hakkında hiçbir fikriniz olmayan pek çok İngilizce iş ifadesi vardır ve bu ifadeler, İngilizceyi çok iyi bilseniz de kafanızı karıştırabilir.  İşte işle ve işle ilgili en yaygın deyimlerden bazıları ve bu ifadelerin anlamları:

  • Win-win situation: Bu ifadeye Kazan-kazan stratejisi denir. Kazan-kazan durumu, her iki tarafın da kazandığı, yani her birinin bir karardan yararlandığı bir durumu ifade eder. Bu terim genellikle müzakerelerde kullanılır.

Yani, daha açıklayıcı olmak gerekirse bu durumu şöyle ifade edebiliriz; bir durumun her iki taraf için de kazançlı ve faydalı olmasıdır. Bu durum eğer her iki tarafa da bir yarar sağlıyor ise bu ifade kullanılır.

  • Win-lose situation: Kazan-kaybet durumunda, bir taraf karardan fayda sağlarken diğer taraf fayda sağlamaz (hatta bir şey kaybeder). Bu terim genellikle müzakerelerde kullanılır. Bu durum da yukarıda bahsettiğimiz durumun tam tersi bir durumdur. Yani, bir taraf bir olaydan kesin bir fayda sağlayabiliyorken, diğer taraf ise hiçbir şey sağlayamaz ve hatta bu olay neticesinde bir zarar dahi alabilir.
  • Running out of steam: Bir kişi için "running out of time" dendiği vakit, bu kişinin genellikle yorgun olduğu veya enerjisinin/yaratıcılığının azaldığı anlamına gelir. Bir şeyin veya projenin enerjisi tükeniyorsa, bu genellikle yavaşladığı veya eskisi kadar iyi olmadığı anlamına gelir.
  • Deadline: Deadline, son tarih manasına gelmektedir.  Bir son tarih veya bir şeyin başarılması gereken son olası tarih anlamına gelir. Yani size bir iş verildi ise ve deadline belirtilmişse, bu işi belirtilen süre geçmeden teslim etmeniz gerektiği anlamına gelir.
  • Take a breather: Birisi "nefes aldığında" bu, bir şeye ara verdiği veya işten ya da bir projeden izin aldığı anlamına gelir. Yani “take a breather” ifadesi birinin bir işte mola vermesi, bir nefes alması anlamına gelmektedir.
  • Off the ground:  Bir olayda bu ifade kullanılırsa, kişinin bir şeyi temelden aldığı anlamı çıkarılabilir. Yani bir şeyi yerden aldığınızda, onu gelecekte de iyi yapmaya devam edebilecek kadar iyi yaptığınız anlamına gelir. Örneğin, bir işletmeyi başlangıçta kurarsanız, bu, o işletmenin uzun vadede başarılı olmasına yardımcı olduğunuz anlamına gelir.
  • Red tape: Bu ifade, bir engeli, bir görevi tamamlamayı veya bir hedefe ulaşmayı zorlaştıran bir şeyi ifade eder.
  • Get the ball Rolling: Bu ifadeyi kullandığınız zaman, birinin bir işte hızlı bir ivme yakaladığı manasına gelir.

Yani, yeni bir projede “get the ball rolling” ifadesi, bir işte hızlı bir şekilde ivme kazanmak hedefiyle başladığınız anlamına gelir. “Get the ball Rolling” ifadesini bir mantık çerçevesi içinde de değerlendirebiliriz; yani şöyle ki, bir topun siz onu harekete geçirdikten sonra bir süre daha yuvarlanmaya devam etmesi olasıdır. Bu ifade de bu durumu ifade etmektedir.

  • Go the extra mile: Türkçeye çevirdiğiniz zaman Ekstra mil yapmak gibi saçma bir anlam çıkar. Ama mantıken düşündüğümüz vakit, bu ifadeyi birebir çevirisi ile bile bulabiliriz. Ekstradan çalışmak, fazladan yol yapmak anlamlarına gelir.

Yani şöyle ki, "ekstra mil yapmak", sizden beklenenden fazlasını yapmak anlamına gelir. İncil'de Hz. İsa'nın öğrencilerine söylediği bir hikaye vardır: "Sizi bir mil gitmeye zorlayanla iki mil yürüyün." Terimin buradan kaynaklandığı düşünülmektedir.

  • Cut corners: Bu ifadeyi ise, olayları basitleştirip olabildiğince hızlı ve kolay bir hale getirmek anlamında kullanabiliriz. Yani birebir çevirir iseniz dahi "köşeleri kestiğinizde", kalite pahasına bile olsa, işleri olabildiğince basit ve kolay bir şekilde yaparsınız. Bu genellikle olumsuz bir şey olarak kabul edilir.
  • Start from scratch: Start from scratch, bir işe sıfırdan başlamak anlamına gelmektedir. Bir şeye sıfırdan başladığınızda, bu, ona en baştan başladığınız anlamına gelir. Bu, yepyeni bir projeye başlamak veya bir projede yaptığınız her şeyi geri alıp baştan başlamak anlamına gelebilir.